Yargıtay’ın Soma kararının gerekçesi açıklandı

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, “Olası kasıt” kararından vaz geçerek “bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçundan ceza verilmesini istemişti.

Yargıtay’ın, 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma Maden Ocağı davasında önceki kararından dönmesinin gerekçesi belli oldu. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, daha önce ‘Olası kasıtla ölüme neden olma’ suçundan ceza verilmesi yönündeki kararından dönerek, sanıklara daha az ceza verilmesine neden olacak olan ‘Bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçundan ceza istemesinin gerekçesini açıkladı.

Gerekçede, sanıkların üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği belirtildi. Karara muhalif kalan Daire başkanı ile bir üye ise, patron Can Gürkan’ın kazaları önlemek için tedbir almak yerine üretimi zorlayarak kâr artırmayı tercih ettiğini belirtti. Soma da 13 Mayıs 2014’te meydana gelen kazada 301 madenci hayatını kaybetmiş, 162 işçi de yaralanmıştı.

Kazayla ilgili açılan davada Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi, “taksirle ölüme neden olma” suçundan şirket sahibi Can Gürkan’a 15, genel müdür Ramazan Doğru’ya 22.5, işletme müdürü Akın Çelik’e 18.5, teknik müdür İsmail Adalı’ya da 22.5 yıl hapis cezası vermişti. Temyize bakan Yargıtay 12. Ceza Dairesi ise, Ekim 2020’de verdiği kararda, “taksirle ölüme neden olma” değil, sanıklara daha yüksek ceza verilmesine neden olacak olan “olası kastla adam öldürme ve yaralama” suçlarından ceza verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin kararını bozmuştu.

HEYETLE BERABER KARAR DA DEĞİŞTİ

Ancak Daire’nin bu kararına Yargıtay Başsavcılığı itiraz ederek, düzeltme talebinde bulundu. Dosyaya bakan heyetin üç üyesi değişti. Heyete, daha önce Adalet Bakanlığı ve HSK üyeliği yapan Kenan İpek ve HSK Genel Sekreterliği yapan Fuzuli Aydoğdu ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yapan Mustafa Yapıcı katıldı. Bürokrat kökenli bu isimlerin Yargıtay’a seçilerek heyete girmelerinin ardından, 12. Ceza Dairesi, önceki kararından döndü. Sanıkların “olası kastla ölüme neden olma” suçundan değil “bilinçli taksirle ölüme neden olmak” suçundan cezalandırılmalarını istedi.

ÜRETİMİ ZORLADILAR: Gerekçede sanıkların üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, patron Can Gürkan’ın, ortaya çıkacak neticeyi bildiği halde tedbir almadığı, sadece üretimin arttırılmasını hedeflediği kaydedilerek, “Üretim zorlaması olarak adlandırılan kusurlu hareketi, aldığı karar, verdiği talimat ve oluşturduğu işletme politikası ile bizzat ortaya çıkaran sanığın eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu” öne sürüldü.

BAŞKAN VE ÜYE MUHALİF KALDI: Dairenin bu kararına, Başkan Ahmet Er ve üye Nadir Güngüneş muhalif kaldı. Sanıkların “olası kastla ölüme neden olma” suçundan cezalandırılması gerektiğini kaydeden Başkan Er, karşı oy yazısında, madendeki mevcut kömür üretim miktarının ek önlemler alınmadan iki katına çıkarıldığına dikkat çekti. İşçilerin iş sağlığı ve güvenliği açısından yüksek risk oluşturduğunu ve dönülmez sonuçlara yol açabileceğini bildiklerini vurguladı. Başkan Er, karşı oy yazısında şu ifadeleri kullandı:

“OLURSA OLSUN” DEDİLER: “Sanıkların tamamının karar alma süreci içerisinde bulunmaları ve şirketteki pozisyonları gereği ocak içerisindeki yüksek riskleri bilmelerine rağmen, ‘olursa olsun’ mantığı ile hareket ederek bu risklerin önüne geçmek için herhangi bir girişimde bulunmayarak, gerçekleşen bu neticeden olası kastı ile sorumlu olduğunu düşündüğümüzden çoğunluğun sanıkların kusurlarının bilinçli taksir derecesinde olduğu şeklindeki görüşlerine katılmıyorum.”

SORUMLULUKTAN KURTULAMAZ: Muhalif üye Nadir Güngüneş de, 4 sanığın olayda kusurlarının bulunduğunu, Can Gürkan’ın tedbir almak yerine kârı tercih ettiğine vurgu yaptı ve “Bu kusurlu işleyiş içerisinde sanık Gürkan’ın kendisinden alt kademede ehil kişiler görevlendirmiş olmasının kendisini sorumluluktan kurtarmayacağını” kaydetti.

(Asuman Aranca – Sözcü)

Site içeriklerimiz sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.