Almanya’da yapılan bir araştırma polis memurlarının kapalı alanda uzun süre ateşli silah atışına maruz kalmasının bronşit reaksiyonlarına ve yüksek kan kurşun seviyelerine neden olduğunu gösterdi.
2015 yılında, Berlin Polis Departmanı‘ndan 138’den fazla memur ve gazi, Avrupa’nın en büyük hastanelerinden biri olan Berlin’deki Charité‘ye başvurdu ve silah atışı egzersizi sırasındaki ve sonrasındaki sağlık sorunlarını bildirdi. Hastaların çoğu, birkaç yıl boyunca haftalık silahlı atış talimi yapmıştı. Bildirilen şikayetler arasında uzun zamandır süren öksürük ve nefes darlığı gibi solunum şikayetleri yaygındı.
Berlin belediyesi polisin kapalı silahlı atış alanlarını kapattı ve ateşli silahların kullanımından yayılan gaz ve parçacıklara sık sık maruz kalmanın olası solunum sağlığı risklerine yönelik bir soruşturma başlattı.
Bunu daha fazla araştırmak için, bir grup bilim insanı tarafından, Mart 2017 ile Mayıs 2018 arasında, polis departmanının ateş eden ve ateş etmeyen çalışanları arasında bir çalışma yürütüldü. Araştırmaya Almanya’dan 11 (Christian Witt, Camilla Kienast, Georg Bölke, Christina Hoffmann, Robert Roehle, Olaf Bender, Dennis Nowak, Rudolf Tauber, Hanns-Christian Gunga, Peter Hoffmann, Uta Liebers) , İngiltere’den 1 bilim insanı (Andrew J S Coats) katıldı.
Silah kullananlar silah atışı eğitimi sırasında karbon dioksit, karbon monoksit, nitröz oksitler, polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) ve çok küçük metal parçacıklarına maruz kalırlar. Maruz kalınan bu metal parçacıklar kullanılan mühimmatın tipine göre değişir. Bunlar, kurşunlu mühimmat için kurşun ve antimon içerirken, kurşunsuz mühimmat için bakır, çinko ve manganez içerir.
Araştırma için herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle sürekli ilaç kullanımı olmayan ve sigara içmeyen polis memurları ile genel devlet memurlarından oluşan 223 kişi incelendi. Bu kişiler 3 gruba ayrıldı. Birinci grup atış poligonlarına veya ateşli silah atışına maruz kalmayanlardı. İkinci grup silah atışına düşük maruz kalan polis memurlarıydı ki bunlar yılda 5 ya da daha az atış talimi yapanlardı. Üçüncü grup silah atışına yüksek maruz kalan polis memurlarıydı ki bunlar en az 1 yıl boyunca yılda en az 15 kez atış talimine katılmışlardı. Öyle ki, yapılan hesaplamalar ile, yüksek düzeyde maruz kalan grubun düşük düzeyde maruz kalan gruptan yılda 1.000 kat daha fazla silah ateşlediği ortaya çıktı.
Bu kişilerin sağlık durumları anketler ve sağlık kayıtları üzerinden incelendi. Akciğer fonksiyonları ile kan ve idrardaki kurşun, antimon ve mangan miktarları ölçüldü. Tüm bu bilgiler maruz kalma durumlarına göre kıyaslandı.
Çalışma sonucunda şu bulgulara ulaşıldı.
Yüksek maruziyet grubu, düşük maruziyet grubuna kıyasla, silah atışı talimi sırasında daha fazla solunum şikayetleri ile ilişkiliydi.
Öksürük, nefes darlığı, balgam ve sümük renginin değişmesi gibi üst ve alt solunum yolu şikayetleri yüksek maruziyet grubunda önemli ölçüde daha sık görüldü ve daha uzun süre devam etti.
Baş ağrısı, yüksek maruziyet grubunda, hem daha sık hem de daha kalıcı olarak görüldü.
Kandaki kurşun değerleri yaşla birlikte artmaktaydı.
Araştırmacılar son olarak şunları ifade etti:
“Bu ilk sonuçlar, kapalı ortamda silahlı atış kaynaklı zararlı maddelere uzun süre maruz kalmanın, hava yollarının tekrar tekrar tahriş olmasına bağlı olarak, bronşit reaksiyonlarına neden olduğunu göstermektedir. Daha yüksek maruziyet seviyeleri, muhtemelen daha sık maruz kalmanın solunum sisteminin iç yüzeyleri için daha kısa kendini yenileme dönemleri anlamına gelmesi nedeniyle, akciğer fonksiyonunun daha olumsuz etkilenmesine ve daha yüksek kan kurşun düzeylerine yol açar. Şikayetleri azaltmak ve spirometride (solunum fonksiyon testi: üfleme testi) küçük bile olsa herhangi bir bozulmayı önlemek için ateşli silah kaynaklı zararlı maddelere maruz kalmanın azaltılmasını öneriyoruz.“