Ofis çalışanlarında kimyasal madde maruziyetleri

ABD, İngiltere, Çin ve Hindistan’da ofis çalışanlarına işteyken örnekleyici silikon bileklik takılarak kimyasal maruziyeti değerlendirildi.

Ofis çalışanlarının binalardaki kimyasal kirleticilere maruziyeti hakkında dünya çapında çok az şey bilinmektedir. Yapı malzemeleri, bina bakımı, kişisel ürünler ve dış ortam kirliliği gibi zararlı maddelerin karmaşık karışımı iç ortamlarda birikir.

ABD ve Kanada‘dan 12 bilim insanı (Anna S.Young, Nicholas Herkert, Heather M. Stapleton, Jose Guillermo Cedeño Laurent, Emily R. Jones, Piers MacNaughton, Brent A. Coull, Tamarra James-Todd, Russ Hauser, Marianne Lahaie Luna, Yu Shan Chung, Joseph G. Allena) bu konuyla ilgili bir araştırma yaptı.

251 çalışana işteyken örnekleyici silikon bileklik taktırarak ABD, İngiltere, Çin ve Hindistan’daki şehir ofis binalarında 99 kimyasala maruz kalma durumu değerlendirildi.

Çalışma sonucunda önemli bulgulara ulaşıldı.

Araştırmacılar ofis çalışanlarının kimyasal maruziyetlerinde ülkelere göre büyük farklılıklar buldu. Bunların bazılarının yönetmelikler ya da kullanım kalıpları ile açıklanabileceğini düşündüler. Örneğin, sıtma sorunlarının benzersiz, kimyasal madde kısıtlamalarının ise daha az olduğu Hindistan’da pestisit (1) çeşitlerine maruz kalma önemli ölçüde daha yüksekti. Tarihsel olarak sıkı mobilya tutuşabilirlik standartlarına sahip olan ABD ve İngiltere’de alev geciktirici maddelere (2) maruziyet daha yüksekti. Çin ve Hindistan’da polisiklik aromatik hidrokarbonlara (PAH) (3) daha fazla maruz kalınıyordu ve araştırmacılar bunun iç mekanlara nüfuz eden yüksek düzeydeki dış hava kirliliğinden kaynaklanmış olabileceğini düşündü.

Bazı ofis çalışanları yasaklandıktan ya da aşamalı olarak kullanımdan kaldırıldıktan onlarca yıl sonra bile poliklorlu bifenillere (PKB) (4), polibromlu difenil eterlere (PBDE) (2) ve pestisitlere maruz kalmayı sürdürüyordu.

Araştırmacılar, malzemelerde kasıtsız bir biçimde bir yan ürün olarak bulunması nedeniyle eski PKB yasakları kapsamına girmeyen çağdaş bir PKB’ye maruz kalmayı belirlediler.

Bromlu alev geciktiricilerin (BAG) (2) ve organofosfat esterlerinin (OFE) (2) yeni türlerine ve daha önce aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmış kimyasalların yerine yaygın olarak kullanılan diğer kimyasallara maruz kalma her yerde mevcuttu.

Bazı riskler sadece ülkeler ve binalardan değil, bireysel faktörlerden etkilenmişti. Örneğin, fitalat (5) maruziyetleri ülke kısıtlamaları ve yapı malzemeleri yanında kişisel bakım ürünü kullanımı ile de ilgiliydi.

Araştırmacılar çalışma sonunda üç ihtiyacın altını çizdiler: Bir kimyasal ikame maddesinin kullanmadan önce dikkatli bir toksikolojik değerlendirmeden geçirmek. Kimyasalları tek tek ele almak yerine, ürünlerde tüm zehirli kimyasal sınıflarından (örneğin alev geciktiriciler, fitalatlar) kaçınmak. Mümkün olduğunca, entegre haşere yönetimi gibi kimyasal olmayan yöntemleri kullanmak.

Notlar

(1) Pestisitler, haşerelerin yönetimi, vektör kaynaklı hastalıklar ve bitki koruma için iç ve dış mekanlarda uygulanır. Haşereleri ve mantarları kontrol etmek için bazen tekstil ürünleri, halılar ve işlenmiş ahşapta emprenye edilirler. Bazı organoklorin, organofosfat ve piretroid pestisitlere maruz kalma kanser, nörodejeneratif (sinir hücresi bozulması) hastalık, bozulmuş beyin gelişimi, tiroit hastalığı, solunum şikayetleri ve diyabet (şeker hastalığı) ile ilişkilidir.

(2) Polibromlu difenil eterler (PBDE) ve organofosfat esterler (OFE) dahil olmak üzere bromlu alev geciktiriciler (BAG) köpük mobilya, halı, elektronik ve bina yalıtımına alev geciktirici olarak eklenmiştir. OFE’lerin ayrıca mobilya, zemin kaplamaları, plastik, kauçuk, boyalar, kaplamalar ve duvar kağıdında plastikleştirici olarak kullanımları vardır. Araştırmalar, hem PBDE hem de OFE’lere insan maruziyetinin tiroid, doğurganlık, gebelik ve beyin gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerle ilişkili olduğunu bulmuştur.

(3) Polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) sigara içme, yemek pişirme, trafik, kömür yakma, doğal gaz çıkarma, enerji santralleri, atık yakma ve orman yangınları sırasında oluşur. Ayrıca naftalin gibi bazı PAH’lar güve kovucularda ve yapı malzemelerinde kullanılmaktadır. PAH maruziyeti, artan kanser riski, solunum sıkıntısı ve gelişme bozukluğu ile ilişkilendirilmiştir.

(4) Poliklorlu bifeniller (PKB) tarihsel olarak derz dolgu macunlarında, kalafatlamada ve diğer yapı malzemelerinde kullanılmıştır. PKB’ler grup olarak “bilinen insan kanserojenleri” olarak sınıflandırılmış ve ayrıca hormon bozukluğu ve bozulmuş beyin gelişimi ile ilişkilendirilmiştir.

(5) Polivinil klorürde (PVC) kullanılan fitalat plastikleştiriciler döşeme, kablolama, plastik yapı malzemeleri, gıda ambalajları, kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde kullanılır. Fitalat maruziyeti sperm kalitesi, gebelik, cenin gelişimi ile kalp ve metabolizma sağlığı üzerinde olumsuz etkilerle ilişkilidir.

Site içeriklerimiz sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*