İşitme engelli çalışanların iş sağlığı-güvenliği sorunları ve çözüm önerileri

Petrol-İş Sendikası ile İEEF (İşitme Engelliler Eğitim Faaliyetleri Derneği) işbirliğinde yürütülen proje, işitme engelli çalışanların iş sağlığı ve güvenliği sorunlarına ışık tuttu.

Aşağıda sizlere bu önemli projenin değerlendirme raporunu sunuyoruz.

İşitme Engelli Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Projesi

İşitme Engelli Üyeler İçin Eğitim Programı

Değerlendirme Raporu

2021 yılı içerisinde planlanan “İşitme Engelli Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Projesi” kapsamında, İEEF (İşitme Engelliler Eğitim Faaliyetleri Derneği) iş birliğiyle çeşitli faaliyetler yapılmış ve bazı çıktılar elde edilmiştir. Bu faaliyetler özetle;

  • İEEF tarafından sunulan görüntülü çağrı hizmeti, Petrol-İş Sendikası üye ve yakınlarının kullanımına sunulmuştur. Bu kapsamda işaret dili bilen bir operatör tarafından, Pazar günleri 09:00-20:00, diğer günler ise 07:00-22:00 saatleri arasında akıllı telefon, tablet veya bilgisayar gibi araçlar yardımıyla görüntülü çağrı hizmeti alınabilmektedir.
  • İşitme engelli çalışanların işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerini daha etkin alabilmeleri maksadıyla “Türk İşaret Dili (TİD) İş Sağlığı ve Güvenliği El Kitabı” hazırlanmıştır. Kitap içerisindeki her bir bölümün işaret dili videoları hazırlanmış ve bölüm sonlarındaki kare kodlar vasıtasıyla akıllı telefonlar için videolara bağlantı verilmiştir.
  • Türk-İş tarafından basılan “Çalışanlar İçin Covid-19 Rehberi” isimli kitabın işaret dili videoları hazırlanmış ve web sayfamız üzerinden işitme engelli çalışanların kullanımına sunulmuştur.
  • İki grup halinde toplam 28 işitme engelli üyemize sendikal bilgiler, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş hukuku bilgilerini içeren 2 gün süreli eğitim verilmiştir.

13-17 Aralık 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen eğitim faaliyetleri kapsamında grup çalışmaları yapılmış, katılımcıların çalışma hayatı içerisinde yaşadıkları sorunları ifade etmelerine olanak sağlanmıştır. Tespitler ve çözüm önerilerimiz aşağıdaki raporda bilgilerinize sunulmuştur:

GENEL SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

  1. İşitme engelliler genel olarak kendilerini ifade etme, anlatma ve anlama konusunda sorunlar yaşadıklarını, muhataplarının (amir, doktor, işveren vekili vb.) işaret dilini bilmemeleri sebebiyle iletişim kurmakta zorluk çektiklerini ifade etmişlerdir. Bu nedenle işyerinde işaret dilini bilen en az birkaç kişinin bulunması, işitme engelli bireylerin sorunlarını anlatma veya işyerlerindeki amirler tarafından verilen talimatları doğru anlama noktasında kolaylıklar sağlayacaktır.
  2. Özellikle doğuştan işitme engelli olan bireyler, genel dilbilgisi kurallarına uygun cümle kurmakta zorluk çekiyorlar. Daha ziyade kelimelerdeki ekleri kullanmadan basit cümleler kuruyorlar. Benzer biçimde, uzun ve karmaşık cümleleri anlamakta da güçlük çekiyorlar. Günlük yaşamda sıklıkla kullanılmayan bazı teknik terimleri ise hiç anlamıyorlar. Bu sebeple, genel amaçla hazırlanmış eğitim materyalleri, işitme engelli bireyler açısından anlaşılması güç veya imkânsız metinler olabiliyor. İşyerinde doğuştan işitme engelli bireyler varsa, eğitim materyalleri, iş talimatları ve benzeri metinler bu durum göz önüne alınarak hazırlanmalı veya işitme engelli bireyler için özel çözümler geliştirilmelidir.
  3. İşitme engelli bireylerin bir sorunu da sosyal iletişim kurmak istedikleri diğer arkadaşları tarafından yeteri kadar önemsenmemeleri veya sosyal ortamlardan dışlanmaları. Örneğin kalabalık bir ortamda insanlar konuşurken veya bir eğitim programının içerisindeyken ne konuşulduğunu sorduklarında genellikle; “önemli bir şey değil”, “ben sana sonra anlatırım”, “seninle alakalı değil” gibi geçiştiren cümlelerle karşılık aldıklarını söylemişlerdir. Hatta bazen konuşulan konuların kendileriyle ilgili olduğu hissiyatına kapıldıkları, kendileriyle alay edildiğini düşündüklerini belirtmişler ve bu durumun kendilerini rahatsız ettiğini ifade etmişlerdir.
  4. İşitme engelli bireyler, engelliler günü gibi bir vesileyle, yılın sadece bir günü hatırlanmak istemiyorlar. Kendilerini çalışma hayatının içerisinde tutacak ve işitme engellerinden kaynaklanan dezavantajlarını minimuma indirecek tedbirlerin sürekliliğini talep ediyorlar. Bununla birlikte, Dünya Engelliler Günü vesilesiyle, ücretli izin, ikramiye gibi somut hediyelerle ödüllendirilmekten de mutlu olacaklarını ifade ediyorlar.

İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

  1. Katılımcılar, kendilerini tanıyamayanların işitme engelli olduklarını anlamadıklarını, bazen seslerini duyuramayınca uzaktan kalem gibi nesneler fırlattıklarını veya kendilerine kabaca dokunduklarını ifade etmişlerdir. Bunun önüne geçebilmek için, kıyafetlerinde işitme engelli olduklarını ifade eden bir logonun bulunmasını önermişlerdir. Bu logonun reflektörlü bir malzemeden yapılması, sırt ve göğüs bölgesine -rahatsızlık veremeyecek boyutlarda- uygulanması bahsi geçen sorunları azaltacağı gibi aynı zamanda işyeri içerisindeki forklift vb. hareketli araç sürücülerinin de dikkatini çekecek ve olası kazaların önüne geçecektir.
  2. İşyerinde çalışma alanı içerisinde gezen forklift ve benzeri hareketli araçların uzak mesafelerden görülebilir ışık sistemleriyle donatılmasını önemli buluyorlar. İşitme engelli çalışanlar tarafından bu araçların sesinin duyulamıyor olması, iş kazaları bakımından ilave bir risk doğurmaktadır. Forklift benzeri tehlike içeren araçlara konacak ışıklı ve yeni nesil projeksiyonlu uyarı sistemlerinin ülke çapında bir standartla belirlenerek zorunlu hale getirilmesi, muhtemel kazaların önlenmesi açısından faydalı olacak ayrıca bu sistemlerin diğer ışıklı uyarı sistemleriyle karışmaması açısından da makul olacaktır.
  3. İşyerlerinde yapılan iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile diğer mesleki eğitimlerde işaret dili kullanılmadığından, işitme engelli çalışanlar bu eğitimlerden etkin olarak yararlanamıyorlar. Eğitimler işitme engelliler açısından göstermelik olarak kalıyor. Eğitimlerde işaret dili bilen çevirmenlerden destek alınması veya eğitim modüllerinde işaret dili ile hazırlanmış videoların kullanılması bu eksikliğin aşılmasında faydalı olabilir.
  4. İşitme engelli bireylerin bir sorunu da işyerlerinde yaşanacak acil durumlardan haberdar olamamaları. İşyerinde yaşanan yangın başta olmak üzere her türlü acil durumda, engelli bireylere refakat edecek bir başka çalışanın yedeğiyle birlikte önceden belirlenmiş olması gerekmektedir. Ayrıca sesli uyarı sinyallerinin yanında ışıklı cihazların da kullanılması ve bunların işyerinin tüm alanlarında yaygınlaştırılması önemlidir. Bir ilave çözüm önerisi ise, çalışanın koluna veya beline takılabilecek titreşimli ve ışıklı uyarı cihazları olabilir. Eğitime katılan işitme engelli üyelerimizin büyük kısmı, işyerlerinde bu önlemlerin -bazı eksiklikler olmakla birlikte- uygulandığını ifade etmişlerdir.
  5. İşitme engelli çalışanlar genel olarak, iş kazası riski veya fiziksel iş yükü yüksek olan işlerde çalışmak istemediklerini belirtmişlerdir.
  6. Öne çıkan bir sorun da sağlık problemlerini ifade etme noktasında yaşanılan zorluklardır. Gerek işyerinde gerekse özel hayatlarında, hekime sağlık sorununu ifade etmekte zorluk yaşadıklarını belirtmişlerdir. İşyerlerinde işaret dili bilen ve işitme engeli olmayan bireylerin bulunması bu zorlukları bir nebze azaltacaktır. Ayrıca proje kapsamında aldığımız görüntülü çağrı hizmeti de işitme engelli üyelerimize bu konuda bir kolaylık sağlayabilir.
  7. İşitme engelli çalışanların iletişimi, Covid-19 salgınıyla birlikte kullanımı yaygınlaşan maskeler sebebiyle daha da zora giriyor. Özellikle dudak okuma becerisi geliştiren işitme engelliler açısından maske kullanımı, iletişim kurmanın önünde ilave bir engel oluyor. Dudakları görünür halde bırakan şeffaf maskelerin kullanımı bu konuda bir çözüm olabilir. Ancak maskelerin virüs koruma faktörü ve solunuma getirebileceği ilave zorluklar değerlendirilmeli, standart dışı ürünlerin kullanılmasından kaçınılmalıdır.

İŞ ORGANİZASYONUNDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

  1. İşyerinde mola süreleri, işitme engelliler için yetersiz kalmaktadır. İşitme engellilerin iletişim hızları diğer insanlara kıyasla düşük olduğundan, mola sürelerinin büyük kısmını iletişim için harcadıklarını ve sürenin kendilerine yetmediğini ifade etmişlerdir. Katılımcılar, mola sürelerinin işitme engelliler için 10 dakika kadar daha uzun uygulanmasını talep etmişlerdir.
  2. İşyerlerinde iş başı ve paydos saatleri genellikle sesli bir ikaz ile duyurulmaktadır. İşitme engelli çalışanlar bu uyarıyı duyamadıklarından, sıklıkla molalara geç çıkmakta veya başka bir arkadaşlarının kendilerini uyarmasına ihtiyaç duymaktadırlar. Sesli ikazla birlikte ışıklı bir uyarı sistemi kurulmasının faydalı olacağını ifade etmişlerdir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, acil durumlarda kullanılan ışıklı sistemle, iş başı ve paydos saatlerini bildiren sistemin birbirinden ayırt edilebilir biçimde kurgulanmasıdır.
  3. İşitme engelli çalışanların bazen bilerek ancak çoğu zaman da yanlışlıkla, çalışma ortamında yalnız kaldıkları durumlar olabiliyor. Özellikle mola saatinin geldiğini fark etmeyen işitme engelliler, arkadaşları molaya çıkmışken yalnız olarak çalışmaya devam edebildiklerini ifade etmişlerdir. Bu konuda net önlemler alınmalı ve işitme engelli çalışanların çalışma ortamında yalnız kalmalarına asla müsaade edilmemelidir.
  4. İşitme engelli çalışanlar, çalışma hayatının herkesi ilgilendiren diğer bazı sorunlarıyla da karşı karşıya kalıyorlar. Örneğin;
    •  Tuvalette biraz fazla kalınca amirlerimden tepki alıyorum,
    • Bana verilen üretim hedefini yakalayamadığımda bundan dolayı bana kızıyorlar. Üzerimde daha hızlı çalışmam için bir baskı var. Ancak daha hızlı çalıştığımda iş kazası yapmaktan korkuyorum,
    • İşe servisle gittiğim halde, geç kaldığımda bana kızıyorlar. Oysa geç kalan servis, benim bir kabahatim yok,

gibi yakınmalar var. Bu türden sorunlar aslında tüm çalışanların ortak sorunları. Ancak işyerlerinde, işitme engelliler gibi dezavantajlı gruplara bu türden baskılar daha mı fazla yapılıyor yoksa işitme engelli bireyler alınganlık göstererek, bu tür baskıların sadece kendilerine yapıldığını mı düşünüyorlar, bu husus ayrıca araştırılmalıdır. Elbette her durumda bu ve benzeri baskılar tüm çalışanlar açısından ortadan kaldırılmalıdır. Engelli çalışanlara yönelik olumsuz yönde bir ayrımcılık yapılıyorsa bu da açığa çıkartılıp tekrarı önlenmelidir.

  1. İşitme engelli çalışanların, diğer çalışanlarla ortaklaşan talepleri de bulunmaktadır. Örneğin üç vardiya çalışmak yerine sadece gündüz çalışmak, daha kısa mesai saatleri, haftada altı değil beş gün çalışmak gibi çalışma hayatını kolaylaştıran taleplerini ifade etmişlerdir. Ayrıca ücretlerin zamanında ödenmesi gibi yine genele dair talepleri bulunmaktadır.
  2. Çalışma mevzuatımızda engelli bireylerin çalıştırılmalarına ilişkin bir takım koruyucu hükümler bulunmaktadır. İşverenler engelli bireyleri, meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla ve buna uygun iş organizasyonu kurmakla yükümlüdürler. Üyelerimizin bir kısmı kendilerinin meslek ve beden durumlarına uygun olmayan işlerde çalıştırıldıklarını, çalışma koşullarının sürekli olarak değiştirildiği dile getirmişlerdir. Bu kapsamda engelli bireylerin meslek ve beden durumlarına uygun işlerde görevlendirilmeleri gerekmektedir.
  3. İşitme engelli çalışanlar; kendileri hakkında işyerinde yürütülen disiplin, çalışma koşullarında değişiklik vb. konularda yeterince bilgilendirilmedikleri, üzerlerinde baskı kurularak önlerine konulan kağıtların imzalatıldığı durumlarla karşı karşıya kalabildiklerini dile getirmişlerdir. Bu nedenle, işitme engelli çalışanların rızalarının alınmasını gerektirecek konularda, işitme dili bilen birin onayı olmadan alınan rızanın geçerli olmadığına ilişkin yasal ve toplu iş sözleşmesi düzenlemelerinin yapılması sağlıklı olacaktır.

SENDİKAL FAALİYETLERE İLİŞKİN SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

  1. İşitme engelli üyelerimiz, sendikal gelişmelerden ve toplu iş sözleşmesi maddelerinden haberdar olmak istemektedirler. Genel anlamda yaşanan iletişim eksikleri bu hususta da yaşanmaktadır.
  2. İşitme engelli üyelerimiz; toplu iş sözleşmesi maddelerine, işitme cihazları, protezler, akülü arabalar gibi engellilere yönelik özel düzenlemelerin konulmasını, ayrıca engelliler için ilave ikramiye, ücretli izin gibi özel düzenlemelerin yine toplu iş sözleşmeleri marifetiyle hayata geçirilmesini talep etmektedirler.
  3. İşitme engelli üyelerimiz, çalışma ortamının sendika tarafından denetlenmesini talep etmektedir.
  4. İşitme engelli olarak sadece kendilerini ilgilendiren bir konu olduğunda akıllara geldiklerinden yakınan üyeler, işitme engelliler için şu anda yapılan türde, farklı konuları da kapsayan bir içeriğe sahip ve tercüman eşliğinde yapılacak eğitim modelleri talep etmişlerdir.

İŞİTME ENGELLİ KADIN ÜYELERİMİZİN SORUNLARI VE TALEPLERİ

İşitme engelli kadın üyelerimiz, raporda belirtilen diğer işitme engelli üyelerimizin tüm sorunlarını aynı derecede yaşamakla birlikte, buna ek olarak, üretimde hata yapıldığında azarlanma, seslenmek amacıyla da olsa omuzlarına sert bir şekilde vurulması, hor görülme, bazen yok sayılma gibi sorunlarla karşı karşıya olduklarını belirtmişlerdir. İşyerinde üretime dair eğitimler verildiğinde çok iyi anlamadıklarını, sorduklarında geçiştirildiklerini, üretimde bu nedenle oluşan hatalarda ise tolerans gösterilmediğini ifade etmişlerdir.

  1. İşitme engelli kadın üyelerimizin taleplerinden birisi, işaret dilini bilmeyen işitme engelli üyelerimize işaret dilinin öğretilmesi konusunda yardım edilmesi. Katılımcı bir kadın üyemiz işaret dilini hiç öğrenemediği için her koşulda iletişim zorluğu çektiğini belirtmiştir.
  2. Diğer bir talepleri, okuma yazmayı öğrenme konusunda destek verilmesi. Eğitime katılan işitme engelli kadın üyelerimizden sadece biri düzgün okuyabildiğini söylemiştir. Diğer bir kadın üyemiz ise kızından yardım alarak okuduğunu belirtirken, iki üyemiz hiçbir şekilde okuyamadığını belirtmiştir.
  3. Özellikle üretime ilişkin verilen işyeri eğitimleri sırasında, işitme engellilere yönelik tercüman bulundurulması gerektiğini ifade etmişlerdir. Bu sayede yanlış anlaşılma veya hiç anlamamaktan kaynaklı üretim hatalarının ve yaşanabilecek iş kazalarının önüne geçilebilir.
  4. Kadın üyelerimiz işyerinde şiddet ve taciz konusunda hiçbir bilgiye sahip değiller. Yaşadıklarının çoğu kez şiddet ya da taciz olup olmadığını ayırt edemiyorlar. Bu konuda bilgilendirici eğitimler verilmelidir. Örneğin, omuzlarına sertçe vurulmasından ve hor görülmekten, bazen alay edilmesinden rahatsız oldukları halde bunu dile getiremiyorlar, bunun şiddet sayıldığı hakkında bir fikirleri yok. Ayrıca üretim hataları söz konusu olduğunda azarlanmalarının olağan bir durum olmadığı, bunun en çok rastlanan işyerinde şiddet örneklerinden biri olduğu konusunda bilgilendirilmeleri gerekmektedir.

Site içeriklerimiz sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.