Silika tozu solumanın sebep olduğu hastalıklar içinde silikozisin dünyada en sık görülen meslek hastalığı olduğu bilinmektedir (1). Hakkındaki gerçekler on dokuzuncu yüzyılın sonundan beri bilinmesine rağmen asbest, hastalığa ve ölüme neden olmaya devam etmektedir. Küresel ölçekte, 1900 ile 2004 yılları arasında üretilen 182 milyon ton asbestin %80’i 1960’tan sonra, yani ciddi ve ölümcül sağlık etkilerinin zaten bilindiği sırada üretildi. En güncel tahmin küresel ölçekte her yıl asbestin neden olduğu 255.000 ölümdür ve bunun 233.000’i işle ilgili maruziyetlerle bağlantılıdır (2). Çalışma hayatındaki hızlı değişimlere karşın geleneksel mesleki sağlık sorunları bütün ağırlığıyla yaşanmaya devam etmektedir ve bunlara zihinsel ve kas iskelet sistemi hastalıkları gibi yeni mesleki sağlık sorunları da eklenmiştir (3). Bu yazıda, çalışma hayatında giderek daha fazla önem kazanmakta olan kas iskelet sistemi sorunlarının önlenmesinde, kaldırma/taşıma işlerindeki yükün üst sınırını belirlemenin gerekliliğine/zorunluluğuna ilişkin bir değerlendirme yapılacaktır. İlk olarak konuyla ilgili olarak mevzuatta yazılanlar ile başlayalım.
127 Sayılı ILO sözleşmesi, bir işçinin taşıyabileceği yükün azami ağırlığı hakkındaki bir sözleşmedir, 1967 yılında Cenevre’de onaylanmıştır. Türkiye 1972 yılında onaylamış ve 1975 yılında yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin 1. maddesinde yüklerin taşınmasına ilişkin tanımlar yapıldıktan sonra, Madde 3’de ‘Ağırlığı, sağlık ve güvenliği tehlikeye sokabilecek yüklerin işçi tarafından bedenen taşınması talep veya kabul edilemez.’ Madde 5’de ‘Her üye, hafif olmayan yükleri bedenen taşıma işine ayrılan bir işçinin bu işe verilmeden önce, sağlığını korumak ve kazaları önlemek amacı ile yararlanılacak çalışma metotları hakkında yeterli bir eğitim görmesi için gerekli tedbirleri alır.’ Madde 6’da ‘Yüklerin bedenen taşınmasını sınırlamak veya kolaylaştırmak için uygun teknik araçlardan mümkün olduğu kadar yararlanılacaktır.’ ve Madde 7’de ‘Kadınların ve genç işçilerin hafif olmayan ağır yüklerin bedenen taşınması işine verilmesi sınırlandırılacaktır. Kadınlar ve genç işçiler yüklerin bedenen taşınmasında kullanıldıkları zaman bu yüklerin azami ağırlığı erkek işçiler için kabul edilen ağırlıktan bariz bir ölçüde az olacaktır.’ ifadeleriyle bu konudaki genel doğrularla bir çerçeve oluşturmuştur.
127 sayılı sözleşmenin kabul edildiği tarihteki aynı oturumda, tek bir işçi tarafından taşınabilecek olan azami yük miktarı konusundaki tavsiyeleri görüşmüş ve ‘En Çok Ağırlık Tavsiyesi, 1967’ şeklinde nitelenebilecek 128 sayılı Tavsiye Kararı’nı almıştır. Bir işçinin taşıdığı yükün kaldırılması ve indirilmesine ilişkin tanım ve kapsamı tarif ettikten sonra genel ilke olarak 4. Maddede ‘Hiçbir işçi, ağır olması nedeniyle sağlığını veya güvenliğini tehlikeye düşürecek bir yükü, sırf bedeniyle taşımaya zorlanamaz, buna izin de verilemez.’ demektedir. Taşıma işini yapacak işçinin ehliyeti kişi ve kuruluşlar tarafından yeterli eğitim almasını, bu eğitimin ve doğru yöntemler uygulandığının nitelikli personel tarafından sürekli denetlenmesini, işçinin fiziksel olarak uygun olduğuna dair tıbbi muayeneden geçirilmesini, bu muayenelerin gerekli görülen zaman aralıklarıyla periyodik olarak yinelenmesini ve bu muayenelerin yetkili sağlık kişi ve kuruluşları tarafından yapılmasını tarif etmektedir. 14. Maddede ‘Yetişkin bir erkek işçi tarafından taşınabilecek en çok yükün 55 kiloyu geçtiği durumlarda, ivedilikle, taşınacak yükün o düzeye indirilmesi için önlemler alınmalıdır.’ 15. Maddede ‘Yetişkin kadın işçilerin fiziksel yük taşıdıkları durumlarda, taşıdıkları en çok yükün, yetişkin erkek işçilerin taşıdıkları yükten önemli ölçüde az olmasına özen gösterilmesi gerekir.’ ifadesine ek olarak yetişkin kadın işçilerin olabildiğince fiziksel yük taşıma işlerine verilmemelerini, özellikle zor ve yorucu olan, özgül bazı yükleme-taşıma-indirme işlerinde kadın işçilerin görevlendirilmesinin yasaklanmasını, hamileliklerde ve lohusalık döneminde hiç bir kadın işçiye yük taşıma görevi verilmemesi gerektiği yazılmakta ve 18 yaş altındaki genç işçilerin yük taşımasının engellenmesi için düzenleme önermektedir.
ILO’nun Tavsiye Kararları, ilgili ILO sözleşmelerine ek olarak geliştirilen ve sözleşmenin uygulanmasına ve gerekli politikaların geliştirilmesine dair rehberlik etmek için geliştirilen metinlerdir. Tavsiye Kararları, ilgili sözleşmenin ekli dokümanları olduğu için, ilgili sözleşme üye ülke tarafından onaylandığı andan itibaren uygulanması gereken ve dolayısıyla ayrıca ülkeler tarafından onaylanmasına gerek olmayan metinlerdir. Bu nedenle, Türkiye 127 Sayılı Sözleşmeyi onaylayarak 128 Sayılı Tavsiye Kararının da politika geliştirme, yasama ve uygulama konularında rehberlik edeceğini taahhüt altına almıştır. Dolayısıyla 14. Maddede ifade edilen ‘Yetişkin bir erkek işçi tarafından taşınabilecek en çok yükün 55 kilo’ olabileceği ifadesinin uygulamadaki rehberliği bugün geçerliliğini korumaktadır.
NORMLEX, Uluslararası Çalışma Standartları (onay bilgileri, raporlama gereklilikleri, ILO’nun denetim organlarının yorumları vb.) ile ulusal çalışma ve sosyal güvenlik yasalarına ilişkin bilgileri bir araya getiren yeni bir bilgi sistemdir. Üye devletlerden düzenli olarak gelen bilgileri toplamakta ve sayfasında yayınlamaktadır. Verileri toplayan Komite, Türkiye’den giden birçok başka sözleşme maddesine ilişkin verilere ek olarak, Maksimum Ağırlık Sözleşmesi, 1967 (No. 127) ile ilgili olarak yapılan denetim sonuçlarını da 2022 yılında yayınladığı raporunda aşağıdaki biçimde belirtmiştir (4).
Komite, önceki talebine cevaben Hükümet’in, Haziran 2016’dan Mayıs 2021’e kadar olan dönemde gerçekleştirilen teftiş faaliyetleri sonucunda, 67 işyerinin, işçilerin sağlık ve güvenliğini tehlikeye atabilecek bir yükün taşınmasıyla ilgili mevzuatı ihlal ettiğinin tespit edildiğini not eder. Hükümet, 241.847 Türk Lirası (yaklaşık 24.956 ABD Doları) tutarında idari para cezası verildiğini belirtmektedir. Komite, Hükümet’ten, bu bağlamda yürütülen denetimler, tespit edilen eksiklikler ve varsa alınan düzeltici önlemler hakkında bilgi vermeye devam etmesini talep etmektedir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2013 yılında çıkardığı Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği’nde elle taşıma işi tanımlanmakta, işverenin bu konudaki yükümlülükleri anlatılarak, 6331’in ilgili maddesine dayanarak ‘Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır’ denmektedir (5). Çalışanın sırt ve bel incinmesine yol açabilecek risk faktörlerinin yükle ilgili olanları yönetmeliğin Ek-1’inde ve bireysel olanları Ek-2’sinde anlatılmıştır. Yayınlanan bu yönetmeliğin, işçiler için özellikle sırt incinmesi riskinin bulunduğu yüklerin elle taşınmasına yönelik asgari sağlık ve güvenlik koşulları hakkında 29 Mayıs 1990 tarihli 90/269/ sayılı (6) Avrupa Birliği Direktifine paralel olduğu belirtilmiş ve tercümesi yapılarak yayınlanmıştır.
Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği Uygulama Rehberi 2016 yılında ‘rehberdeki hususların tavsiye niteliğinde olduğu’ en başında belirtilerek yayınlanmıştır (7). Yük Çok Ağırsa başlığından sonra ‘Yükün ağırlığı ile ilgili olarak mevzuatta belirlenmiş herhangi bir ağırlık şartı bulunmamaktadır. Konu ile ilgili olarak mevzuatta tek bir değerin belirtilmesi probleme daha basit bir bakış açısı getirecek ve diğer faktörlerin göz ardı edilmesine sebep olabilecektir. Ayrıca farklı çalışma şartlarında çok çeşitli çalışan profilinin olması ve her bir çalışanın kapasitelerinin birbirinden farklı olmasından dolayı sabit bir ağırlık bilgisi verilmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır.’ ifadesi ile elle taşıma işinde yükün ağırlığına ilişkin sabit bir sınır vermenin uygun olmadığı söylenmektedir. Rehberin 8. Sayfasında, saatte üç defa gibi seyrek gerçekleştirilen, iş temposunun yoğun olmadığı, yeterli dinlenme süresinin bulunduğu ve yükün herhangi bir süre içinde bir ekipman ile kaldırılmadığı durumlar için iki elle iyi kavranabilen ve sabit bir vücut pozisyonunda faaliyetin gerçekleştirildiği varsayılarak oluşturulan tabloda erkeğin en fazla 25 kg ve kadının en fazla 16 kg kaldırabildiği gösteriliyor. Elle taşıma işini değerlendirmede ağırlığın tek faktör olmadığı, bireysel kapasite, çalışma ortamı gibi faktörlerle birlikte duruşun, pozisyonun, yükün nereden alındığı ve nereye kaldırıldığı veya indirilmesine göre sınır değerin nasıl değiştiği/azaldığı tablo üzerinde gösterilmiştir. Bu tablo ve sonrasındaki ağırlık kaldırmanın etkilerini belirleyen faktörlerin anlatıldığı bölümler rehberin ekindeki 10 no’lu kaynaktan alınmıştır (8).
Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği Uygulama Rehberi’nin kaynak olarak alındığı İrlanda’da yayınlanmış bu rehberde; Sorunun Kapsamı başlığında, 1993’ten beri elle taşıma faaliyetinden kaynaklanan yaralanmalarda artış olduğunu ve 2003’te rapor edilebilir kazaların %34’ünün elle taşıma faaliyetinden kaynaklanan yaralanmalar olduğunu, yazmaktadır. 2000 yılında yüz yüze yapılan görüşmeler sonunda, işle ilgili olarak en yaygın sağlık sorununun çalışanların %33’ü tarafından bildirilen sırt ağrısı olduğu belirtilmektedir. Bu düzenlemelerin, yüklerin elle taşınması ile ilgili asgari sağlık ve güvenlik gereksinimlerine ilişkin 90/269/EEC sayılı AB Konseyi Direktifini İrlanda mevzuatına aktarılmasıyla yazıldığı bildiriliyor. Yönetmeliklerin, ağırlık sınırları gibi özel gereksinimleri belirlemeyeceği, çünkü bu yaklaşımın problemin çok basit görünmesine neden olduğunu söyledikten sonra şu ifadeye yer verilmektedir; ‘Yine de bu kılavuz, risk içeren faaliyetleri tanımlamanın bir yolu olarak ağırlık, tekrar ve kaldırma konumunu dikkate alan sayısal kılavuzlar öneriyor.’ Yönerge, ‘Ağırlıklar, yükün çok ağır olup olmadığını belirlemek için kullanılabilir. Bu yönergelerin dışında çalışmak yaralanma riskini artırabilir.’ demektedir. Şekil 3’te her kutu, o bölgede kaldırma ve indirme için bir kılavuz ağırlık içerir. Görüldüğü gibi, kaldırma işi, kollar uzatılmış haldeyken yüksek veya düşük seviyelerde yapılırsa kılavuz ağırlıkları azalır, çünkü bu, yaralanmaların meydana gelme olasılığının en yüksek olduğu yerlerdir. Faaliyeti gözlemleyip, diyagramla karşılaştırılmasını, yükün hareketi sırasında ellerin hangi kutudan geçtiğine karar verip, yükün ağırlığının kutudaki rakamdan az olmasını kaldırma işleminin yönergelerin kapsamında olduğunu, yükün ağırlığının kutudaki rakamdan büyük olmasının yaralanma riskinin artışı anlamına geldiğini anlatıyor. Kaldırma işleminin birden fazla kutuya girmesi halinde, en küçük ağırlığın olduğu rakamın uygulanacağını da ekliyor. İşlemin birden çok sayıda kutuya girilerek yapıldığı 40 kilogramlık bir ağırlığın kaldırılması örneği verilerek geçerli olan ağırlığın 10 kg olması nedeniyle işlemdeki ağırlığın kılavuzdaki rakamdan daha büyük olması dolayısıyla yaralanma riskinin arttığı sonucuna varılmıştır. Kılavuzdaki ağırlıklar, yükün iki elle kolayca kavrandığı ve kaldırma işlemi sırasında vücut pozisyonunun sabit bir biçimde olduğunu kabul eder. Ayrıca bu kılavuz ağırlıklarının, çalışma hızının zorlanmadığı, dinlenmek veya kasları kullanmak için yeterli duraklamaların mümkün olduğu ve saatte yaklaşık 30 kez olan seyrek operasyonlar için geçerli olduğunu belirtiyor. İşlemin daha sık tekrarlanması ile ağırlıkların ne oranda azalacağı da tablolar halinde gösterilmiştir. Sonuç olarak bu rehber, sayılan parametrelere göre değişmesini hesap ederek ve böylece izin verilen ağırlık rakamlarını belirleyerek, bu sınırın üzerine çıkılmaması gerektiğini ifade ediyor.
Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği Uygulama Rehberi’nin ekindeki 13 No’lu kaynağın 54. sayfasında, erkek için 25 kg kadın için 16 kg sınırını gösteren benzer bir tablo bulunmaktadır. Çalışma koşullarına ve işin durumuna ilişkin bir çerçeve oluşturarak, değerlendirilen yükün ağırlığıyla karşılaştırıldığında eşleştirme kutusunda verilen değerden küçük ise işlemin yönergeler dahilinde olduğu ifade ediliyor. Etkinliğin değişen koşullarına göre bu sınırdaki değişiklikleri/azalmaları gösteriyor (7).
Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği Uygulama Rehberi’nin ekindeki 16 No’lu kaynağın 14. sayfasında, 19 No’lu kaynağın 7. sayfasında ve 25 No’lu kaynağın 7. sayfasında da aynı tablo ve açıklamalar bulunmaktadır. Hepsinde de kaldırılan yükün ağırlığı kutudaki rakamdan daha büyükse, sağlık sorunu riskinin artacağından dolayı müdahale edilmesi gerektiği belirtilmektedir.

ABD Ulusal Mesleki Sağlık ve Güvenlik Enstitüsü (NIOSH) 1981’de bir rehber yayınlamıştır. Bu rehberin 9. Versiyonu “Application Manual for the Revised NIOSH Lifting Equation” ismiyle Eylül 2021’de yayınlanmıştır (9). NIOSH Kaldırma Eşitliği, çalışanlar için, Tavsiye edilen Ağırlık Sınırlarını geliştirmek ve ağır kaldırmanın etkilerinden korumak amacıyla oluşturulmuştur. Kaldırma indeksi kaldırılan gerçek ağırlığın, önerilen ağırlık limitlerine bölünmesiyle hesaplanmaktadır. Bu durumda söz konusu yükün NIOSH önerileri sınırında olup olmadığı hesaplanmaktadır. Belirlenmiş değişkenlerin en iyi koşullarda olması halinde taşınmasına izin verilen bir kaldırma ağırlığı üst sınırı vardır ve bu ağırlığın değişkenlerin koşullarının bozulmasına bağlı olarak ne kadar azalacağı hesaplanmaktadır. Bütün değişkenlerin en uygun koşullarda olması durumunda kaldırılmasına izin verilen ağırlık üst sınırı 23 kilogramdır. Bu rehber, her koşulda bunun üzerindeki ağırlıkların risk oluşturduğu ve müdahale edilmesi gerektiğini anlatmaktadır.
Tüm mesleki maruziyetlerde olduğu gibi çalışanların, Kas iskelet sistemi hastalıklarından korunması için de Ortam Gözetim Programı ile Sağlık Gözetim Programı birlikte uygulanmalıdır. Yukarıdaki tabloda bazılarının örnek olarak yazıldığı bu yöntemlerle öncelikle çalışma alanlarının risk haritası çıkarılacak, buna göre ağırlık kaldırma işi açısından belirlenmiş yüksek riskli işlere/istasyonlara müdahaleler planlanıp, uygulanacaktır.
Sağlık Gözetim Programında önerilen formlar aracılığıyla işe girişte ve periyodik muayenelerde maruziyet taraması yapılacak, poliklinik muayenelerinde Kas-iskelet sistemi hastalıklarına ilişkin her türlü belirti ve yakınma maruziyet ifadesi olarak değerlendirilerek çalışma alanına ilişkin risk azaltma çalışmaları için veri olarak değerlendirilecektir.
Çalışanlara…
Çalışma hayatında yük kaldırma ve taşıma işi çok yaygın olarak yapılmaktadır. Bu işi yapanlarda kas iskelet sistemi sorunları çok sık yaşanmaktadır. Bu sonucun doğmasına ortam gözetiminde kullanılması gereken rehberlerin ifade ettiği gibi çok sayıda parametre etki etmektedir. Yöntemlerin hepsinde koşullara göre değişen bir ağırlık sınırı vardır ve bu sınırın üzerine çıkıldığında sağlık sorununun ortaya çıkması riski çok artmaktadır. Bu rehberlerin hepsi iş etkinliğinin değişen koşullarına göre belirlenen bir üst taşıma ağırlık sınırı koymaktadır.
- Yük kaldırma ve taşıma işleri yapan çalışanın, yaptığı işin sağlığı için taşıdığı riskin düzeyini belirlemek üzere uygun bir yöntemle değerlendirilmesi yapılıyor mu?
- Sonuçlarına göre eğer riskin yüksek olduğuna karar veriliyorsa müdahale gerekleri yerine getiriliyor mu?
- Bu iş süresince, herhangi bir belirti yokken, periyodik muayenelerde sağlık gözetimi, kas iskelet sistemi sorunları açısından belli yöntemlerle izleniyor mu?
- Yük kaldırma ve taşıma işi ile ilgili genel ve yapılan işe özgü eğitim yapılıyor mu?
Bu soruların cevapları ‘Hayır’ ise bu işleri yapan çalışanı kas iskelet sistemi sağlık sorunları bekliyor demektir. Bütün mesleki sorunlar gibi bu hastalıklarda zaman içinde birikerek, belli bir süre sonrasında açığa çıkacaklardır.
İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarına…
Yük kaldırma/taşıma işlerini yapan çalışanların kas iskelet sistemi sorunlarını sıklıkla yaşadıkları bilinmektedir. Bu işlerin ortam gözetiminde belirlenmiş bir yöntem ile çalışanın da katıldığı yükün üst sınırını belirlemeyi de kapsayan Risk değerlendirme çalışması yapılmalı ve sonuçlarına göre riski azaltma önlemleri alınmalıdır. Bu çalışanların işe girişinden itibaren belirlenmiş standart anket formlarıyla ve muayene ile maruziyet belirlemesi çalışmalarının sonuçlarına göre gerekli müdahaleler yapılmalıdır.
ILO’ya…
ILO’nun temel ve en önemli fonksiyonlarından biri, Uluslararası Çalışma Konferansı’nın uluslararası standartları belirleyen Sözleşme ve Tavsiye Kararlarının üçlü yapı (işçi-işveren-hükümet) tarafından kabul edilmesidir. Bu Sözleşmeler, üye ülkelerin yasama organlarındaki onaylarıyla birlikte, öngördükleri koşullarının uygulanması konusunda bağlayıcı hükümler içermektedirler. Tavsiye kararları ise, politika geliştirme, yasama ve uygulama konularında rehberlik görevi görmektedir.
1967 yılında onaylanan 127 sayılı, tek işçinin taşıyabileceği en çok yük hakkındaki sözleşme ile birlikte onaylanan 128 sayılı Tavsiye kararının, 14. Maddesinde ‘Yetişkin bir erkek işçi tarafından taşınabilecek en çok yükün 55 kiloyu geçtiği durumlarda, ivedilikle, taşınacak yükün o düzeye indirilmesi için önlemler alınmalıdır.’ tespitinin halen daha politika geliştirme ve uygulama konularında rehberlik görevini sürdürüyor olması önemli bir hatadır. Konuyla ilgili ulusal mevzuatların oluşturulmasında ne yazık ki etkileri hala sürmektedir. Ülkemizde de bunun pratik sonuçları yaşanmaya devam etmektedir. ILO, 127 sayılı Kararını ve 128 sayılı Tavsiye Kararını güncellemeli ve günün koşullarına uygun hale getirmelidir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na…
2013 yılında yayınlanan Yönetmeliğin tıpkı 127 sayılı ILO sözleşmesi gibi soruna müdahale imkânı çok sınırlıdır. 2016’da yayınlanan Uygulama rehberi ise soruna olumlu bir yaklaşım getirmiştir. Bu rehberin alanda yaygınlaştırılması ve uygulanması çok yararlı olacaktır. Bu rehber hiçbir düzeyde hak ettiği ilgiyi görmemektedir. Son olarak, ÇSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan bir videoda, Ergonomi-Elle taşıma işleri için azami ağırlık sınırı nedir? sorusunun cevabı anlatılmaktadır (13).
Öncelikle tüm çalışma hayatı için geçerli olacak sabit bir elle taşıma azami yük limiti belirlemenin doğru bir çözüm olmadığı, çünkü bu sınırın yapılan işin, işyerinin, yükün ve çalışanın özelliklerine göre değişiklik gösterdiği ifade edilmiştir. Videonun sonunda ‘Çalışanların görüşleri de alınarak, işyerinin risk değerlendirmesini yapan ekibince cevaplandıktan sonra elle taşıma şartları ve azami yük limitleri her iş özelinde ayrı ayrı belirlenmelidir.’ tespiti yazılmakta ve söylenmektedir. Bu videoda açık biçimde ifade edildiği gibi izin verilen kaldırma ağırlığının sınırlarının değişen koşullara göre nasıl belirleneceğini anlatılmaktadır. Bu videonun ve Uygulama Rehber’in yaygınlaştırılması ve uygulanması çok yararlı olacaktır.
Sonuç olarak…
Çalışma hayatının tamamını, tüm çalışanları ve her tür işi kapsayacak tek bir yük kaldırma sınırı belirlemek doğru değildir.
Ancak her işin, işyerinin, yükün ve çalışanın özelliklerine göre değişen bir yük kaldırma sınır vardır ve çalışma hayatında bunun her durum için belirlenerek uyulması kas iskelet sistemi sorunlarını azaltmak için zorunlu bir müdahaledir.
Dr. Arif Müezzinoğlu’nun tüm yazıları
***
- https://www.csgb.gov.tr/media/88359/calisma-yasaminda-pnomokonyoz.pdf
- https://www.ILO.org/wcmsp5/groups/public/—ed_protect/—protrav/—safework/documents/publication/wcms_724000.pdf
- https://www.ILO.org/wcmsp5/groups/public/—ed_dialogue/—lab_admin/documents/publication/wcms_836362.pdf
- https://www.ILO.org/dyn/normlex/en/f?p=1000:13300:0::NO:13300:P13300_INSTRUMENT_ID:312466
- https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/07/20130724-24.htm
- https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/ALL/?uri=CELEX%3A31990L0269
- https://www.csgb.gov.tr/medias/4587/rehber06.pdf
- Health and Safety Authority (Ireland). Guidance on the Management of Manual Handling in the Workplace. Dublin; 2005.
- https://www.cdc.gov/niosh/docs/94-110/default.html
- https://www.ttb.org.tr/msg/dergi/eylul19/mesleki_bel.pdf
- https://www.ttb.org.tr/MSG/dergi/mart29/guncel.pdf
- https://www.csgb.gov.tr/media/3222/montaj_dosya-39-6335.pdf
- https://www.youtube.com/watch?v=k5yFXNYtHfc
İlk yorum yapan olun